Patates, soğan, taze fasulye, brokoli, karnabahar, ıspanak, pazı ve daha fazlası… Sebze- meyvelerin besin değerinin çok çabuk kaybolabildiğini biliyor muydunuz?
Peki süt, yoğurt, yağ ve peynir türü ürünlerin doğru kap ve koşullarda satılmadığında mikroorganizmaların saldırısına uğramış olabileceğini? Ya yumurtaların oda sıcaklığında “salmonella” riski taşıdığını? Liste et, balık, mantar, konserve derken uzayıp gidiyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Melis Torluoğlu, bazen çok tehlikeli olabilecek risklerin önüne geçebilmek için, sebze meyveden et ve süt ürünlerine, balıktan mantara aldığınız besin maddelerinin taze mi bayat mı olduğunu anlamanın püf noktalarını anlattı. İşte bir besinin taze mi, bayat mı olduğunu anlamının yolu:
• Patates
Kabuğu yeşile dönmüşse içerdikleri ‘solanin’ adlı madde zehirlenmeye yol açabiliyor. Yeşil renk koyulaştıkça zehirleme etkisi artıyor ve vücut direnci zayıf kişilerde ölüme bile neden olabiliyor. Filizlenmiş patates kişide baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, kusma, ishal gibi zehirlenme belirtilerine yol açabiliyor.
• Kuru soğan
Kuru soğan alırken nemlenmiş, filizlenmiş, yumuşak ve kötü kokulu soğanlara dikkat etmek gerekiyor. Dışı düzgün görünse bile kötü bir koku olması içeride çürümenin başladığı anlamına geliyor. Kabuğunun yeşile dönmemiş olması önemli. Aksi halde hem lezzetsiz oluyor hem de evde çabuk bozuluyor.
• Taze fasulye
Taze fasulye alırken bir tane kırın ve ‘çıt’ sesini duymaya dikkat edin. Kırdığınızda esnememesi ya da zor kırılması taze olmadığını gösteriyor.
• Yeşillikler
Diri görüntüsünden uzak, solgun hatta sararmaya yüz tutmuş yeşilliklerin besin değeri çok önemli ölçüde kayboluyor ve bu besinler bozulmaya yüz tutmuş oluyor.
• Karnabahar-Brokoli
Karnabaharın üzerindeki kahverengi lekeler ve brokolinin sararmaya başlamış olması taze olmadığına işaret ediyor.
• Muz
Muzun kabuğunun çok değişmiş ve kahverengiye dönmüş olması içeriğindeki şeker oranının artıp besin değerinin düştüğü anlamına geliyor.
• Balık
Balık çok çabuk bozulma eğilimine sahip bir besin. Karnına parmağınızı bastırın. Eski formuna dönmüyorsa bayattır. Cildi gergin ve parlak, gözleri de canlı olmalı. Buğulu ve içe dönük gözlerden kaçının. Kafasından tutunca kuyruğu aşağı doğru değil, tavada durduğu gibi dimdik durmalı. Solungaçları pembe ve solungaç kapakları kapalı olmalı.
• Yumurta
4 santigrat derecenin altında muhafaza ediliyor olması çok önemli. Aksi halde yumurtada mikroorganizmaların üreme olasılığı artıyor. Kabuğundaki salmonella varlığı, yumurtaya geçebiliyor. Görüşünün kirli ve üzerinde küçük de olsa çatlak olmamasına da dikkat edilmeli.
• Süt ve süt ürünleri
Süt ve süt ürünlerinin satıldığı yerin ısısının 4 santigrat derecenin altında olmasına özen gösterilmeli. Aksi halde brucella veya salmonella gibi çeşitli mikroorganizmalar üreyebiliyor.
• Dondurulmuş gıda
Üzerinde buz taneleri olan ürünleri almayın. Bu ürünün çözülüp tekrar dondurulduğunu gösteriyor ki birçok mikroorganizmanın üremesi ile karşılaşılmış olunabiliyor. Dondurulmuş gıda reyonundan satın alacağınız ürünlerin -18 santigrat derecede muhafaza ediliyor olmasına özen gösterin.
• Et ve tavuk
Parçalara bölünmüş halde belirli kaplarda satılan etler, fazla sulu ve kanlı, aşırı yumuşamış, ezilmiş, renk değiştirmiş, doğal rengi dışında yeşil, sarı gibi renk değişimlerine sahipse bu tür ürünleri satın almayın.
Tavuk ürünleri çok kısa sürede bakteri ürettiğinden bulaşıcı ve ölümcül hastalıklara neden olabiliyor. Bu nedenle ürünü alırken renginin normal, diri görünümlü olması, kendine has kokusunun haricinde şüpheye düşürecek bir koku bulunmaması ve göğsüne bastırdığımızda esnek olup eski şeklini alması, sulu ve gevşek bir görüntüye sahip olmamasına dikkat etmeli.
• Konserve gıda
Konserveler de sağlıksız koşullarda satıldığında önemli riskler barındırabiliyor. Kapağı ve tabanı bombe yapmış, etiket bilgisi yıpranmış ve eskimiş ürünlerden mutlaka kaçınmalı. Beslenme ve Diyet Uzmanı Melis Torluoğlu, kapağın üzerindeki bombenin o üründe clostridium botilinum mikroorganizmasını gösterebilirken bu tip bir gıdanın ölüme yol açabildiğini belirtiyor. Ayrıca gıda asitlerinin tenekeyle reaksiyonu sonucu oluşan hidrojen gazının da böyle durumlar ortaya çıkarabildiğini belirten Torluoğlu, “Şişkin kaplarda ve uygunsuz koşullarda saklanan ürünler kansere neden olacak kimyasal tepkimeler oluşturabiliyor. Bu tür ürünler kesinlikle tüketilmemelidir” diyor.